BU VAHİM HUKUK İHLALİ ÖNLENMELİDİR !

  YÜKSEK MAHKEME BU VAHİM HUKUK İHLALİNİ ÖNLEMELİDİR!

Ekonomik gerekçelerle hazırlanmış olan ve müteaddit defalar değişikliğe uğrayan Çek Kanunu, “ceza içeren özel nitelikte” bir kanun olmasına rağmen, eski ve yeni haliyle, Türk Ceza Hukuku sistemini altüst etmiş bulunmaktadır.

1. 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Kanunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa aykırı olan hükümleri zımnen ilga edilmiş ve söz konusu aykırılıkların giderildiği yeni kanunun (5941 sayılı Çek Kanunu) yürürlüğe girdiği 20.12.2009 tarihine kadar işlenmiş olan bütün karşılıksız çek suçları “kanunilik” ilkesi gereğince konusuz kalmış ve verilen cezalar hükümsüz hale gelmiştir. Benzer durum “Markaların Korunması Hakkında KHK” uyarınca verilen cezalar için de geçerli olup, Yargıtay 7. Ceza Dairesi 23.02.2009 tarihinde verdiği bir kararla bu hususu açıklığa kavuşturmuş ve tartışmayı bitirmiştir. Fakat Yargıtay 10. Ceza Dairesi, sebebi kamuoyunca bilinemeyen bir gerekçeyle, benzer bir karar vermekten bugüne kadar imtina etmiştir.

2. 2005 yılında kabul edilerek yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile, ceza sistemimizde önemli değişiklikler yapılmış, bu arada suçun manevi unsuru konusunda da doktrinde ve uygulamada uzun süredir tartışılan “kusursuz” (objektif) sorumluluk anlayışı terk edilerek suçun ancak “kasıt” veya “taksir”le işlenebileceği kabul edilmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun gerekçesinde objektif (kusursuz) sorumluluk esası için “, ortaçağ kanonik hukukunun kalıntısı” sıfatı kullanılarak bu anlayışın terk edildiği Anayasaya da atıf yapılmak suretiyle açık bir dille belirtilmektedir.
3. 20.12.2009 tarihinde yürülüğe giren 5941 sayılı yeni Çek Kanunu ise, karşılıksız çek suçunun oluşmasında, kanun yapma tekniğine aykırı olarak, “sebebiyet vermek” gibi elâstikî ve müphem bir ifade kullanmış, suçun ancak kasıt veya taksirle işlenebileceğini öngören TCK 21. maddeyi adeta “ıskalamaya” çalışmıştır. Madde gerekçesinde bu suçun “en azından taksirle” işlenebileceğinin yazılmış olmasına rağmen, madde metninde (alelacele bir değişiklik sonucu) yoruma açık bir ifade kullanılması, uygulamada tam bir karmaşa doğurmuştur. Bu durumda iki ihtimal ortaya çıkmaktadır: Şayet söz konusu suçun oluşmasında kasıt veya taksir aranıp aranmayacağı tartışmalı ise, bu durum TCK Genel Hükümlerine açık bir aykırılık teşkil etmiş olacaktır. Bu demektir ki, istenen her özel konuda Türk Ceza Kanununun Genel Hükümlerine aykırı özel ceza kanunları çıkarılabilir ve insanların hürriyeti bağlanabilir. Yahut hakimler kendi takdir haklarını kullanarak kimi zaman TCK Genel Hükümlere uygun olarak kasıt veya taksir arayacak, kimi zaman da “duruma göre” “kusursuz sorumluluk” esasına göre karar verecekler. Yok eğer kasıt veya taksir aranacak ise, bu durumda 20.12.2009 tarihinden bugüne kadar kasıt veya taksir aranmadan verilen kararların tamamının Yargıtay tarafından bozulması gerekecektir. (20.12.2009 tarihine kadar işlenen karşılıksız çek suçları bir önceki maddede belirtildiği üzere, yasal boşluk sebebiyle zaten konusuz kalmıştır.)
4. 5941 sayılı Çek Kanunu ile ilgili problemler bununla sınırlı değildir. Şirket vekili sıfatıyla keşide edilen çekler, sorgu yapılmadan verilen ceza kararları, yasal karşılığı hesaba katılmadan verilen cezalar gibi konularda da her mahkeme farklı karar vermekte, kimi zaman aynı sanık hakkında yan yana iki ayrı mahkemeden mahkumiyet ve beraat kararları çıkabilmektedir. Bir taraftan Yargıtay “yeni kanunda suçun unsurları ve yaptırımları farklı biçimde yeniden düzenlenmiş olduğundan” dolayı açıklayıcı gerekçe belirtmeden “yasa bozması” yapmakta, mahkemelerin bir kısmı dosya üzerinden karar vererek davaları beraatle sonuçlandırırken kimi mahkemeler “yeni kanunda farklı bir düzenleme olmadığı” gerekçesiyle eski ceza kararlarında direnmektedir. Bu durum, hukuk tarihimizde eşine az rastlanan bir “kaos” halidir. Bu durumu “kaos” olarak nitelendirmemizin sebebi, uygulamanın istisnai sonuçlar değil, binlerce insanın hürriyetinin haksız ve hukuksuz yere bağlanması gibi toplumun önemli bir kısmını ilgilendiren sonuçlar doğurmasındandır.
Ekonomik suça hapis cezasının insan onuruyla bağdaşmayacağı, hapiste borcun ödenemeyeceği, ekonomik kriz dönemlerinde ortaya çıkan mağduriyetlerin müsebbibinin ticaretle uğraşan fertler olmadığı gibi kimilerine göre tartışmaya açık ve sübjektif sayılan gerekçeleri bir tarafa bırakarak, hukuki endişelerle ve yüksek sesle soruyoruz:

1. Ekonomik gerekçelerle çıkarılmış olmasına rağmen, bir “özel kanun” toplumun hangi kesimlerine hizmet etmektedir ki, hukuk sisteminin temellerini zorlayabilmektedir?

2. Ceza alanında “temel kanun” olan Türk Ceza Kanununun hükümlerine açık bir aykırılık, hukukun uygulayıcıları tarafından nasıl savunulabilmektedir?
3. Binlerce insanın hürriyetinin bağlanmasına, binlercesinin de “kaçak” olarak yaşamak zorunda bırakılmasına sebep olan bu hukuksuzluğun çözümü için hem cezanın mevcut ve muhtemel muhatapları hem de yerel mahkeme hâkimlerince Yüksek Mahkemeden bir karar beklenmekte iken, iki yılı aşkın süredir hangi sebeple bir karar ihdas edilememiştir? Dosya yükünden şikâyetçi olan Yargıtay 10. Ceza Dairesi, vereceği hukuka uygun bir kararla binlerce dosyanın yükünden kurtulabilecekken, “bu konuda önümüze henüz dosya gelmedi” gerekçesi ikna edici bulunabilir mi?
4. Haksız yere hürriyeti bağlayıcı cezaya muhatap olanların mağduriyeti nasıl telafi edilecek ve bu “hukuki ayıp”ta katkısı olanlar böyle bir ayıbın insanî ve vicdanî hesabını nasıl vereceklerdir?
5. İç hukuk yollarının tüketilmesinin ardından binlerce dosyanın uluslararası hukuk alanına taşınması halinde; kanuna, Anayasaya ve taraf olunan uluslararası metinlere de aykırılık teşkil eden bu hukuksuzluğun doğuracağı neticelerden kimler sorumlu olacaktır?

Neticeten ve her şeye rağmen: 


“Hukuk devleti”nde yaşadığımızı hissetmek istiyoruz!


Hukukun uygulamasında birliğin sağlanmasını ve zedelenmekte olan adalet duygusuna düşen gölgenin bertaraf edilmesini istiyoruz!


Benzerlerine ancak “suçta ve cezada kanunîlik” ilkesini ayaklar altına alan 1926 Sovyet Ceza Kanunu ile 1935 yılının Nazi Alman Ceza Kanununun uygulamasında rastlanabilecek “keyfîlikler”in sona ermesini diliyoruz.


Bu ülkenin birer ferdi olarak adaletin tesisi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması yolunda, Yüksek Mahkemenin ve hâkimlerimizin akl-ı selimine, hukuk, hakkaniyet ve adalet anlayışına güvenmek istiyoruz.


Saygılarımızla


                             ----------------------------
 Yargıtay Başkanlığına, 10. Ceza dairesi başkan ve üyelerine (ismen) ,  Asliye ve Sulh Ceza Hakimlerine, Ağır Ceza mahkemeleri üyelerine, gazete  ve televizyonların haber merkezlerine ve köşe yazarlarına yazılı mektup  olarak posta yoluyla iletmeliyiz. Mektupların mümkün olduğunca isme  gönderilmesi daha isabetli olacaktır.

Meselemiz hukukidir ve  çözümü de hukuk alanında olacaktır. Yakın bir zamanda siyaseten bir  çözüm gözükmemektedir. Kolektif aklın yanılma ihtimalinin az olacağı  kanaatiyle, bu problemin yine hukuk adamlarımızın ortak aklı selimiyle  çözüleceğine inanıyorum. Çok sayıda mektup göndermek, problemimizin  çözümünde öncelik almamızı sağlayabilir.

Diğer taraftan, tekraren  hatırlatmak istediğim bir husus daha var: Uyarlama yargılaması (yahut  hukuki durumun yeniden değerlendirilmesi) talebiyle cezası kesinleşmiş  dosyalar için dilekçe vermeyi ihmal etmeyelim. Konunun çözümünde önemli  bir adımdır. Bazı mahkemeler bu talepleri kabul edip yeniden duruşma  açıyor.
Denemekle birşey kaybetmiş olmayız.

ANKARA HUKUKLU




Bu yazısından dolayı Sayın ANKARA HUKUKLU'ya teşekkürler. 
 

10 yorum:

  1. User dedi ki...:

    Değerli Arkadaşlar

    Yargıtay'a gönderilecek mektuplar için
    ADRES:YARGITAY BAŞKANLIĞI Atatürk Bulvarı No:1
    06658 Bakanlıklar Ankara

    İsimler:

    Hasan Gerçeker - Yargıtay Başkanı
    İhsan Akçin - Yargıtay Birinci Başkanvekili
    Erdal Sanlı - Yargıtay Birinci Başkanvekili
    Salih Kocalar - Yargıtay Genel Sekreteri
    Osman Yurdakul – Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı
    Kubilay Özkan - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Vekili

    10. CEZA DAİRESİ BAŞKAN VE ÜYELERİ
    Mahmut Gül – Başkan
    Ali Kınacı- Üye
    Emel Özgan _ Üye
    Kamil Karahan – Üye
    Hüsnü Uğurlu – Üye
    Birsen ELMAS - 10. Ceza Dairesi Tetkik Hakimi
    Halil DAĞ - 10. Ceza Dairesi Tetkik Hakimi
    Mustafa Hakan Kaya - 10. Ceza Dairesi Tetkik Hakimi




    ADALET BAKANLIĞINA BİLGİ EDİNME BAŞVURUSU İÇİN ADRES:
    Adalet Bakanlığı Ana Bina Vekaletler Caddesi No:6 Kızılay/ANKARA


    ADALET BAKANLIĞI CEZA İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADRESİ:
    Mustafa Kemal Mah. 2151.Cad. No: 34-34/A 06520 Söğütözü / ANKARA

    İsimler:
    Çetin ŞEN - Ceza İşleri Genel Müdürü
    Fatma Feyza ŞAHİN - Ceza İşleri Genel Md Yardımcısı
    Muammer NAMAZCI - Ceza İşleri Genel Md Yardımcısı
    Muharrem AKKAYA - Ceza İşleri Genel Md Yardımcısı
    Günay ALBAYRAK - Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı
    Metin KIRATLI- Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı
    Mahmut AYDIN- Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı


    CEZA İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TETKİK HAKİMLERİ
    Nevzat BAŞYILDIZ
    Dilek ATAY
    Nalan ÖZCAN ŞİMŞEK
    Yaşar TURAN
    Adem DOĞRU
    Fuat PEMBEÇİÇEK
    Yusuf ÖZMERİÇ
    Dilek ALTINGÖZ ÇEBİ
    Türkan MERDİVAN
    Ali ÖZTÜRKMEN
    Özgür AKDOĞAN
    Ertan AYDIN
    Yusuf Ziyaattin CENİK
    Murat SEKMEN
    Oya KOÇER
    Necdet AKBAL
    Yasemin ÖZTÜRK ÇALIŞAL
    Murat TÜRK
    Mehmet AKSU
    Tevrat ATEŞ
    Mustafa DEMİR
    Süleyman SARAL
    Mustafa ÖZTÜRK
    Şenol TAŞ
    Fatih KOÇAK
    Salim KÜÇÜK
    Süleyman ARSLAN
    Elgiz ALTAN
    Sibel KÖK


    İyi çalışmalar

    ANKARA HUKUKLU

  1. AYHAN dedi ki...:

    Sn. ANKARA HUKUKLU.

    Yazdıklarınıza tamamen katılıyor ve destekliyorum. Saygılarımla,

  1. Adsız dedi ki...:

    Sn.Ankara hukuklu
    yazını çok beğendim bu yazıyı belirtilen herkese mektup olarak göndereceğim ama yine körler ve sağırları oynayacaklar eminim.

  1. Adsız dedi ki...:

    ARKADAŞLAR ANAYASA MAHKEMESİNİN FAX

    Faks : 0 312 463 74 00
    E-posta : bilgi@anayasa.gov.tr
    Adres : Ahlatlıbel Mahallesi İncek Yolu Serpmeleri No: 4
    06890 Çankaya - Ankara / Türkiye

  1. Adsız dedi ki...:

    ANAYASA MAHKEMESİNDE GELİNEN NOKTA ÇOK GÜZEL VE BİZİM LEHİMİZEDİR.ANCAK YETERLİ DEĞİLDİR.ANAYASA MAHKEMESİNİN YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜNÜN TELEFONUNU ARAYARAK MAĞDURİYETİMİZİ ANLATARAK SON DURUMU SORABİLİRSİNİZ.GELEN TELEFON VE FAX YOĞUNLUĞU GEREKLİ BİRİMLERLE PAYLAŞILMAKTADIR.SİZ NEKADAR ÇOK ARASANIZ ESASDAN RAPORU HAZIRLANAN BU MADDENİN İVEDİKLE GÜNDEMİNE TAŞINMASINI SAĞLAYABİLİRİZ.EYLEME GELEMEYENLER LÜTFEN BUNU YAPIN.BAKIN ÇOK ÖNEMLİ.HEPİMİZİN KURTULUŞU BURDA YATIYOR.KÖKLÜ ÇÖZÜM İSTİYORSAK TELEFON TELEFON FAX FAX.

    ANAYASA MAHKEMESİ TEL: 0312 4637300
    FAX: 0312 4637400
    e-posta bilgi@anayasa.gov.tr

    SN.EDİRNELİNİN LİSTESİNİ DE EKLİYORUM.

    Abdulkadir AKSU
    Siyasi ve Hukuki İşler Başkanlığı
    Tel: 0(312) 204 50 00/1200-1210
    Faks: 0(312) 204 50 25
    GSM: 0(505) 4660000

    Hüseyin TANRIVERDİ
    Yerel Yönetimler
    GSM:0(532)6138765 0(505)7774506

    Ekrem ERDEM
    Teşkilattan sorumlu Başkan
    GSM:0(532)3123620

    Nükhet HOTAR
    Sosyal İşler
    GSM:0(532)4319323

    Salih KAPUSUZ
    Hakla İlişkiler
    GSM:(505)7770614

    İdris Naim Şahin
    Genel Sekreter
    GSM: 0(532)2757697

    -Ahmet İyimaya-0.532. 2745920-AKP
    -Bülent Arınç-0.532.2416255-AKP
    -Bekir Bozdağ-0.505.7776601 – 0.542.6474087-AKP

    -Haşim Kılıç-0.312.4637313-Anayasa Mahkemesi Başkanlığı Makamı

    -Zafer Çağlayan-0.532.6080606 – 0.530.5149650-Devlet Bakanı
    -Sadullah ERGİN-0.505.7773110 – 0.532.2815770-Adalet Bakanı
    -Sadullah ERGİN-0.312.4194670 – 0.312.4194669-Adalet Bakanlığı Makamı
    -Ali Babacan-Devlet Bakanlığı Makamı-SADECE FAX ÇEKİLECEK: 0.312.212876

    SAYGILARIMLA

    BASKETÇİ

  1. Adsız dedi ki...:

    Arkadaşlar,

    Anayasa Mahkemesini 2010/6 nolu dosya ile ilgili .

    Raportör esastan görüşme çalışmasını bitirmiş.

    Gündeme alınması bekleniyormuş.

    Gündeme alınma tarihi belirsiz.

    Gündeme alınma tarihini etkileyebilmek bizlere düşüyor.

    1-Anayasa mahkemesine göndereceğimiz fax.lar

    (fax. larda isim ve iletişim bilgileri yazılmalıdır)

    2-Yazılarımızda mağduriyetlerimizi anlattığımız gibi,

    Daha önce hukukçulara gönderilmek üzere hazırlanan yazı metnini de göndermeliyiz.

    3-Sürekli aranması ve fax. gönderilmesi istenen Hükümet cephesini aynı ısrarla aramalı ve fax çekmeliyiz.

    Kendi işimizi kendimiz göreceğiz.

    Kimse kimseden hizmet beklemesin.

    TEL: 0312 4637300

    FAX: 0312 4637400

    e-posta bilgi@anayasa.gov.tr

  1. ekm2510 dedi ki...:

    ARKADAŞLAR

    SAYIN BAŞBAKANIMIZA ARTIK MAĞDURİYETLERİMİZİ ANLATMA ZAMANI GELDİ…


    SAYIN BAŞBAKANIMIZ GERÇEKLERİ BİLMELİDİR.EKONOMİK KAYGILARDAN ÖTÜRÜ BİNLERCE İNSAN CEZAEVLERİNE ATILMAKTADIR...........


    Abartmadan,sıkıntılarımızı , yasal boşlukları,yaşadıklarımızı özet ve okunabilir bir şekilde bimer,e göndereceğiz.
    Konunun hukuki boyutlarına vakıf olan arkadaşlar hukuki boyutunu anlatmalıdır…..
    Yaşadıklarını anlatacak arkadaşlarda aşağıda verdiğimiz adres-tel-fax lara ulaşsınlar…




    ADRES
    Başbakanlık Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı Merkez Bina
    B.Blok
    P.K. 06640
    Kızılay / Ankara
    TELEFON
    (0312) 424 16 12
    (0312) 424 16 13
    (0312) 424 16 18
    FAX
    (0312) 425 13 75
    E - POSTA
    bimer@basbakanlik.gov.tr

  1. Adsız dedi ki...:

    BU YAZIYI OKUYUP TA ,MAĞDUR OLUP TA GÖNDERMEYEN!

    VİCDANI İLE BAŞBAŞA KALSIN O KADAR


    AYLİN

  1. Adsız dedi ki...:

    ANAYASA MAHKEMESİ TEL VE FAX YOLUYLA ARANMALIDIR ARKADAŞLAR..

    Çek mağduru arkadaşlarımız, Anayasa mahkemesinin kararını bir an önce açıklaması için:
    •0312/4637310
    •0312/4637311
    •0312/4637312
    •0312/4637313
    •0312/4637314
    •0312/4637315
    •0312/4637316

    ekm2510

  1. Adsız dedi ki...:

    Karşılıksız çeklerde APC uygulayan ve hapis cezasını uygulamaya başlayan AKP iktidarına ve bu kadar ızdıraba - göz yaşlarına aldırmayan ve bizleri her telefonda azarlayan , aşağılayan AKP iktidarına HAYIIRRRRRRRRRRRRRRRRRRRR --- Evlerde babalarını bekleyen evlatlara kıyan bu iktidara HAYIR ......

    Esnaflara cezaevlerini yol gösteren bu iktidara HAYIR , ZAFER DİRENENLERİN OLACAKTIR... ekm2510

Yorum Gönder

“Hiç kimse yalnızca borcundan dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılamaz’’

 
Karşılıksız çek mağdurları © 2010 | ByNcdt