Yargıtay: Karşılıksız çek artık suç olmasın
ÜYE ve daire sayısı arttırılarak yeniden yapılandırılan Yargıtay’da, çek suçlarına bir yerine artık dört daire bakıyor. Buna rağmen son bir yılda 25 bin dosya karara bağlanırken, temyizde bekleyen dosyası sayısı 271 bine ulaştı. Çek dosyalarında zamanaşımı riski doğdu.
Yargıtay’da, anayasa değişikliği öncesi sadece 10. Ceza Dairesi çek suçlarının temyiz incelemesini yapıyordu. Ancak, yapısı değişen iş yükünün önemli bir bölümü olan çek dosyalarına çözüm arayan Yargıtay, bu dosyaları dört daireye böldü. Karşılıksız çek davaları, 10. Ceza Dairesi, 12. Ceza Dairesi, 14. Ceza Dairesi ve 15. Ceza Dairesi’nce inceleniyor.
Dosya sayısı 44 bin
Çek suçuna artık dört dairenin bakmasına rağmen temyizde dairelerde bekleyen dosya sayısı 44 bin. Başsavcılıkta ise 227 bin çek dosyası temyiz incelemesine alınmak için sırada bekliyor. Yerel mahkemelerdeki 1.5 milyona yakın çek dosyası da dikkate alındığında, Yargıtay’daki davaların zamanaşımı riski de yükseliyor.
Suç olmasın
Hükümet yargıyı kilitleyen karşılıksız çek konusuna çözüm bulmak için yeni Çek Kanunu üzerinde hala çalışırken, Yargıtay’ın Adalet Bakanlığı’na karşılıksız çek vermenin suç olmaktan çıkarılması yönünde görüş bildirdiği ortaya çıktı. Yargıtay’ın, yargının iş yükünün azaltılması için hazırlayıp bakanlığa sunduğu raporda, şöyle denildi:
“Suç olup olmayacağı yıllardır tartışılan karşılıksız çek keşide etmek eylemi suç olmaktan çıkarılmış, elektrik hırsızlığı karşılıksız yararlanma suçuna dönüştürülerek, tartışmalara son verilmeye çalışılmıştır.”
Öneri nasıl
Mevcut Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çıkması halinde çeki düzenleyen hakkında açılan kamu davasında, her bir çekle ilgili olarak bin 500 güne kadar adli para cezası uygulanıyor. Adli para cezasını ödemeyen veya ödeyemeyen kişi de bu cezasını hapis yatarak çekiyor. 10 bin liralık çeki karşılıksız çıkan kişi, bu kadar tutarda adli para cezası ödemezse 100 gün hapis yatıyor. Hükümet’in yürüttüğü çalışmada ve Yargıtay’ın önerisinde de karşılıksız çek fiilinin tamamen yaptırımsız kalmaması için “çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı”nın getirilip etkin bir şekilde uygulanması hedefleniyor.
CHP’li Aygün: Suç olmasın
Karşılıksız çekin suç olmaktan çıkarılmasıyla ilgili teklif veren CHP’li Sinan Aygün ise Adalet Bakan Sadullah Ergin’le görüştüğünü, Ergin’in bu formüle sıcak baktığını belirterek, bakın şöyle dedi:
“Türkiye’de ekonomi çekle dönüyor. En büyük para birimi şu anda 200 lira. Biz iş alemi olarak çekle sonsuz bir para birimi yarattık. Çekin üzerine istersen bir trilyon yaz. Mevcut kanuna göre çeki ödeyemeyene devlet adli para cezası veriyor. Ben 32 yıllık tüccarım. Devlet aradan çıksın. Adam borcunu ödemedi diye hapis yatmasın. Dolandırıcılık yapmak amacıyla karşılıksız çek vermişse o başka. Hergün yüzlerce mektup geliyor. Bunları Sayın Ergin’e arz ettim. Adamın devletten dört trilyon alacağı, 600 milyar borcu var. Devlet parasını vermiyor, adam çeklerini ödeyemediği için hapse girecek. Mücbir sebep var. İnsanlar düzenlemeyi bekliyor. Sahte kimlikle gezmek zorunda kalıyorlar.”
Bakalım çek mahkumlarının merakla beklediği bu düzenleme yeni yılda yasalaşacak mı?
Tüm okurlarıma iyi bir yıl diliyorum.
Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı
“Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren gerçek ve tüzel kişi hakkında, hamilin şikayeti ve Cumhuriyet savcısının talebi üzerine, Sulh Ceza Hakimi tarafından karşılıksız çıkan her bir çekle ilgili bir koruma tedbiri olarak, bir yıl süreyle çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilir. Bu yasağa karar verme yetkisi, çekin tahsili için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikayetçinin yerleşim yerindeki hakime aittir.”
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinden:
Esas No : 2011/12534
Karar No : 2011/12782
YARGITAY İLAMI
Mahkemesi : Kayseri 5. Sulh Hukuk Mahkemesi
Tarih : 14/12/2010
No : 1103-1502
Davacı : Aslan Köse vek. Av. Selim Boz
Davalı : T. İş Bankası A.Ş. vek. Av. Özlem Doğramacı
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca HUMK’nun 427/6. maddesi uyarınca kanun yararına bozma talep edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Dava; kaynağını 3167 sayılı Yasanın 10. maddesinden alan her çek yaprağı için muhatap bankanın sorumlu olduğu miktar için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı banka vekili, davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsili gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde; davanın kısmen kabulüne, dava değeri itibariyle kesin olarak karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca HUMK’nun 427/6. maddesi uyarınca kanun yararına bozma talep edilmiştir.
Dava konusu çekin ibraz tarihinde yürürlükte olan 3167 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca takas odaları aracılığıyla ibraz edilen çeklerde aynı Yasasının 10. maddesindeki miktarlar ödenmez. Dava konusu çekin muhatap bankadan başka bankalara ibraz edildiği anlaşıldığından anılan Yasanın 6. maddesi uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Bu nedenlerle kanun yararına bozma talebinin kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HUMK’nun 427/6 maddesine dayalı kanun yararına bozma talebinin kabulü ile hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere (HUMK md. 427/7) kanun yararına BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Resmî Gazete’de yayımlanmak üzere Adalet Bakanlığına gönderilmesine (HUMK mad. 427/8) 18/10/2011 gününde oy birliği ile karar verildi.